MobilSosyete.Com Kamerali Chat, Goruntulu Sesli Mobil Sohbet Siteleri

Mobil Sohbet Girişi


 

 

 

* Mobil bağlan, binlerce insan ile sohbet et

 

 

 

 

Tek Gecelik Erkekler Tek Gecelik İlişki Yaşayan Kadınlar


Tek Gecelik Erkekler Tek Gecelik İlişki Yaşayan Kadınlar

Tek Gecelik ilişki yaşayan kadınlar. Ülkemizin önemli sorunlarından biri, özellikle de kadınların gözünden baktığımızda çok eşlilik. Hayatındaki erkeği başka bir kadınla paylaşan kadınlar, ciddi psikolojik sorunlar yaşıyor ve çoğu zaman bunu gizlemeye çalışırken daha da travmatik bir ağırlık altına girerek sürdürüyorlar yaşamlarını.

Medeni hukukumuz elbette birden fazla eşe olanak vermiyor ve şükürler olsun ki vermiyor. Buna rağmen birden fazla partneri olan bireylerin çok eşlilik yani poligami kapsamına girenlerine değinmekte fayda var. Çünkü hiç de az değiller.

Sosyolojik olarak çok eşlilik Poligami başlığı altında incelenir. Poligami iki biçimdedir:

  1. Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi Polijini(çok karılılık),
  2. Bir kadının birden fazla erkekler evlenmesi Poliandri(çok kocalılık).

Günümüzde çok kocalılık elbette çok nadir görülen bir durumdur ve modern toplumlarda farklı yansımaları vardır. Fakat çok karılılık çok eskiden beri süregelen, dini temellere dayandırılan ya da eski uygarlıklardan geçerek güne ulaşan bir yaşam biçimidir. Osmanlı, Hint, Asur, Mısır gibi medeniyetlerde de örnekleri ve bugüne sürümleri bilinir.

Cinsel terapist olarak gördüğümüz vakalarda kadınların önemli bir kısmı çok eşli bir kocaları olduğunu fark etmiyorlar bile. Hayır diğer kadından haberdarlar fakat bunun sosyolojik bir tanıma sahip önemli bir vaka olduğunu bilmiyorlar ve diğer kadınla savaşarak onun gitmesini bekliyor ya da küçük düşmemek için onu görmezden geliyorlar. Peki çok eşlilik nedir? Tek gecelik ilişki, ihanet gibi arada sorumluluk bağı barındırmayan ilişkiler çok eşlilik kavramı içine girmez. Kişinin çok eşli sayılabilmesi için birden fazla olan eşlerine karşı maddi ve manevi sorumluluk duygusuyla kendi içinde düzenli bir yaşam sunması ve kendisinin de bu yaşama dahil olması gerekir. Yani kumalık ve metreslik dediğimiz kavramlar tam anlamıyla çok eşlilik alanındadırlar.

Başka başka isimler verdiğimiz statüler aslında çok eşliliğin sonuçları ve hatta ta kendisi. Genelleme yapmak gerekirse kırsalda kumalık, şehir yaşantısında metreslik olarak karşımıza çıkan kavramlar arasındaki farklar yok denecek kadar azdır. Kumalıkta iki kadın da birbirinden haberdardır, metreslikte ise ayan beyan bilinen bir ilişki söz konusu olmayabilir. Erkek her iki kadına da olanaklar sağlıyor, ikisiyle de cinsel yaşantısını sürdürüyorsa ve ikisini de toplumda rahat anlaşılacak biçimiyle söyleyelim ‘karısı’ sayıyorsa ortada kesinlikle poligamik bir yaşantı vardır. Çok eşliliğin tercih edilmesinde dini nedenler, felsefik inançlar, nüfus artırma isteği, kısırlık-çocuksuzluk, iş gücü sağlama ve erki artırma amacı etkilidir. Erkek aynı zamanda sadece cinsel dürtülerini zengin tutmak ve birden çok kadınla daha fazla ve farklılıklar çerçevesinde tatmin olmak için de böyle bir seçim yapabiliyor. İşte bu biz cinsel terapistlerin üzerinde daha da yoğun biçimde durduğu bir durum. Çok eşlilik farklı kesimlerce kabul görmüş ve temellendirilmişse de ülkemiz medeni hukukunda hiçbir geçerliliği olmayan bir durumdur ve resmi olan nikah dışındaki eşin eşliği kabul edilmez. Kendi nazarlarındaki evlilik akdiyle yetinmek zorundadırlar. Ancak ortada bir çocuk varsa çocuk, haklarından yararlandırılır.
Ayrıca kırsalda kumalık kadınların kendi erkeklerine yeni ve ikinci bir eş bulmaları seviyesinde normalleşmişse bile o kadınların iç dünyalarında çok da mutlu olmaları mümkün değildir.

Kadınlık gururu dünyanın her yerinde aynı reaksiyonları yaratmakta, sadece şiddeti ve dışa vurumu değişmektedir. Hele bir de ortada aşk varsa kadını bekleyen kesinkes mutsuzluktur. Fakat yaşama biçimi nedeniyle bunu normalize etmeyi öğrenmiş, bu öğretiyle büyüdüğü için bu çok eşli yaşama uyum sağlarken tabiri caizse kendini aşmıştır.

Gelelim kırsaldaki kumalık durumu dışında kadının çok eşli erkeğe neden tepki vermediğine. Maalesef bazı kadınlar maddi güçleri ve sosyal güvenceleri bulunmadığından memnun olmasalar da buna göz yumarlar. Bilip göz yumanlar, bilmiyormuş gibi yapanlar ya da ‘beni ihmal etme de ne yaparsan yap’çı kadınlar işte bu devrede örnek oluşturur. Bilmiyormuş gibi yapmalarının nedenlerinden en önemlisi öğrenmiş ve buna rağmen kabullenip gitmemiş kalmış olmak kendilerini en basit tabiriyle kötü hissettirir, gururlarını incitir. Bu nedenle bilmiyor gibi yaparak yüz göz olmaz ve  kendi egolarını güvence altına almış olurlar. Diğer bir neden de çocuklardır. Çocuk sahibi kadınlar eşleriyle aralarındaki aşk bittiyse çocuklarının ihmal edilmemesi koşuluyla adamın başka bir aşka ve cinsel yaşama daha gereksinim duymasını anlayışla karşılamaya gayret ederler. Bir de ikinci eşi kabul ederek kendisini aptal yerine koyulmamış, her şeyin bilincinde ve de kabul edebilecek olgunlukta olduğuyla, bu ağır düşünceyle imtihan eden kadınlar vardır. Bükemedikleri bileği öperek isteyerek berabere kalmış olduklarına inanmayı seçerler. Maalesef tüm bu seçimlerin nihai olumlu sonuçları erkekler üzerine…

Ceren ile (kliniğimizin psikologudur) birlikte gördüğümüz terapi vakalarında iki eşi yani daha doğru tabiriyle iki partneriyle birlikte gelen erkekler, ayrılmak istemediği için kocasına mutsuzluğunu asla belli etmeyen fakat intiharın eşiğine gelmiş kadınlar, annesine kuma getirildiği için evlenmekten korkan genç kızlar ve birden çok kadına sahip olabileceğine inandırılarak büyütülmüş, bu nedenle tek eşli kalmakta güçlük çeken fakat ilişkisinin ya da evliliğinin sürmesi için bunu yapabilmeyi isteyen erkeklerle karşılaşıyoruz. Ve tabi çok eşli kadınlarla da!

Dilerim herkes doğru ilişkinin temelleri konusunda bilinçlenir ve başka bir arayışa girerek birden fazla kişinin hayatını mahvetme eğiliminden uzaklaşır. Sadece bir gece birlikte oldunuz. Tanıştınız ve aynı gece kendinizi yatakta buldunuz. Tutku vardı belki ama bağlılık yoktu. Sabah oldu… Uyandınız. Peki sonra?

Kimi için normal bir durum. Korku yok. Pişmanlık yok. Anlam yükleme yok. Kimi içinse olay bu kadar basit değil. Sabah tanımadığın bir adamın yanında uyanmak, utanç, panik ve en yoğunundan pişmanlık hissi yaratabiliyor. Tek gecelik ilişkiye bakış açısı kişiden kişiye göre elbette değişiklik gösteriyor. Galiba erkekler için sadece bir macera iken kadınlar için büyük cesaret! Bu ilişki tipini savunmuyoruz, yanlış anlaşılmasın. Ama hayatın içinden olduğunu da inkar edemeyiz.

 

Öncelikle böyle bir şey yaşamayı tercih ettiyseniz, bazı gerçekleri göz önünde bulundurmalısınız. Tek gecelik ilişkinin de bir raconu var çünkü. Adı üzerinde ‘tek gecelik.’ Öncesi yok… Sonrası da büyük ihtimalle yok. Kendinizi kandırmayın; sizi aramayacak. Diyelim ki aradı; bunun ciddi bir ilişki olma ihtimali yok denecek kadar az. İki taraftan biri suç mahallini terk ettikten sonra hayat eskisi gibi devam edecek. Hiç yaşanmamış gibi… Bu kötü bir şey mi peki? Tamamen karakterinize bağlı. Bunu kaldıramayacağınızı düşünüyorsanız Yatak odasının kapısından girerken iki kere düşünün. Tabii olay mahallinin yatak odası olmama ihtimali de yüksek, o ayrı bir konu. ‘Ben bunu dert etmem, bu çılgınlığa sonuna kadar varım, diğer adım adrenalin’ diyenler ise önden buyurun.

OLDU VE BİTTİ!

Eğer tek gecelik bir ilişki yaşadıysanız, sonrasında yaşadığınız şeyi unutmaya, silmeye kalkmanız da çok normal bir durum değil. Psikolog Tuğba Kaplanhan, “Bunu yaşadıktan sonra tümden bir reddediş, kişinin kendi ihtiyaçlarının zeminine inememesine neden olur. Yaşanılan ‘tek gecelerin’ en derinde sizin hangi ihtiyacınızı karşıladığına odaklanmalısınız. Öylesine bir geceydi demek, sadece geçiştirme olacak.”

Aynı zamanda bunu sık sık tekrarlamanız, her gece başka bir vücuda kendinizi bırakmanız da normal değil. Bu durum size kendinizle ilgili bir şeyler anlatıyor olabilir. Örneğin, baş edilemeyen çok derin bir yalnızlık korkusu, ‘sana ihtiyacım var’ diyememek, tatmin olamayan duygusal açlık, narsistik bir duruşla kimseyi ‘iyi’ bulamamak, geçmişte yaşanmış muhtemel bir ihanetin rövanşı… Hangisi? Bulun ve kendinizle hesaplaşın.

‘İYİ KIZIM’A GEREK YOK!

Peki erkekler tek gece ilişki yaşadıkları kadınlar için neler düşünüyor? Bazı erkekler bu kadınları gerçekten ‘tek gecelik ilişki kadınları’ olarak görürken ve arada sırada yine aynı amaçla aramaktan çekinmezken, ender de olsa bazı durumlarda duygusal bir ilişki içine de girebiliyorlar. Psikolog Tuğba Kaplanhan, “Kadın ya da erkek gibi cinsiyet temelinde değil ama ilişki temelinde inceleme yaparsak, her iki cinsiyet de ‘bu ilişkiyi’ geçici, sadece fiziksel ihtiyacı gidermek için kurgulanan bir sahne gibi görecek. Ve yine cinsiyetten bağımsız iki olası tepki var; bir yanda ‘Bir daha görüşmeyeceğiz, bu ilişki burada bitti. Hayatım devam ediyor’ diyen grup, diğer yanda ise suçluluk hisseden grup. İkinci grup için eksiklik hissi, suçluluk hissi, tek gecelik ilişkiler devam ettikçe bir kartopu gibi büyür… Ve her yeni bedende, her yeni sevişmeyi, ardından gelen pişmanlıklarla, daha duygusuz ve donuk yaşarlar. Kendini suçlu hisseden ve ‘gerçek bir ilişki’ arayan kişiler için bir öneri vermek gerekirse, ilişkiye nasıl doğası gereği rahat başlandıysa, akışı da öyle olmalı… Ekstra bir kanıtlama çabası ya da ‘iyi kızım veya iyi erkeğim’i anlatma çabası yersiz olabilir. Eğer tatmin edebilen bir ilişkiye dönüşecekse, o tek gecenin ardından, ekstra kanıtlama girişimi olmadan da bu durum gerçekleşebilir” diyor.

VAR MISIN YOK MUSUN?

Çevremizde mini bir araştırma yaptığımızda kadınların da tek gecelik ilişki yaşama sıklığının sandığımız kadar az olmadığını gördük. E, zaten düşününce, erkekler bu işi tek başlarına yapmıyorlar ya! Ne kadar ilişki, o kadar kadın o kadar erkek!

Ezgi Ş. 27 yaşında, bankacı. Arkadaşlarıyla eğlenmeye çıktığı barda tanıştığı biriyle tek gecelik bir ilişki yaşamış. “Sabah, beni arayacağını söyledi. Asla aramayacağını tahmin ediyordum ama numaramı istemiş olması içimde bir umut doğurdu. Sonraki üç gün boyunca neredeyse telefonun başında bekledim. Telefon hafta sonu sonunda tekrar çaldı. Ama soru yeniden takılıp takılamayacağımız oldu. Bu ülkede erkekler tek gecelik ilişki yaşadığı kadınlara saygılı olamıyor.”

Meral Ç. 32 yaşında, editör. O da tanıştığı gece tek gecelik ilişki yaşayanlardan. Hem de dünyanın diğer ucunda. “New York’un büyüsünden midir nedir, bilmiyorum… Anı yaşama fikri kulağıma çok iyi geldi. Tek gecelik bir birliktelik yaşadım. Zevkliydi diyemeyeceğim. Hoşlanmadığınız biriyle sadece farklı bir an yaşamak için seks yapıyorsunuz. Zevk almadım. Sadece tecrübe etmek istediğim bir şeydi. Yaşadım! ‘Bir daha mı? Asla’ demiyorum! Ama gerek var mı? Bence çok anlamsız.”

Ayça U. 26 yaşında, stratejist. O cesur kadınlardan. Bunu bir defa değil pek çok kez yaşamış. Hiç de pişman olmamış. “Arada tek gecelik ilişkiler yaşıyorum. Bir yerdesiniz, onu beğendiniz, o da sizi beğendi, konuşmaya başladınız ve yakınlaştınız. Bundan daha doğal bir şey yok. Buna neden karşı koyayım ki? O gece onunla olmak istiyorum. Sonra bir daha görmesem de olur.”

KADIN AFFEDİYOR, ERKEK BOŞANIYOR

Geçtiğimiz günlerde Nükhet Duru, Ayşe Arman ile gerçekleştirdiği röportajda kurduğu cümleyle eleştiri oklarını üzerine çekmeyi başardı. ‘Tek gecelik ilişki aldatmadan sayılmaz!’ dedi. Hatta ‘Kadınlar bu yaramazlıklar için yuvasını yıkmasın’ dedi. O da yetmedi ‘Yapsın ama yakalanmasın; yakalanmak asıl suç’ dedi. Ve göz bebeklerimizin yuvalarından fırlamasına neden oldu. Bir de, aslında kadınların da bunu sık sık yaptığını söyledi. Peki gerçekte durum ne? Kadınlar affediyor mu? Peki ya erkekler? Uzm. Klinik Psikolog Tuğba Kaplanhan, kadınların ve erkeklerin bu duruma farklı tepkiler verebildiklerini söylüyor: “İhanet, duygusal ve fiziksel olarak ayrılmış olsa da sonuç değişmez… İhanet ihanettir ama verilen tepkiler açısından, kadınlar tek gecelik ilişkileri daha affedilebilir görüyor. Kadınlar tek gecelik ihanetlerin, yuvalarını yıkmasını istemiyor. Erkekler ise tek gecelik ihanete uğradıklarında, fiziksel tepki veriyor ve sıklıkla ilişki, boşanmayla sonuçlanıyor.”

SADECE SEVİŞMEK…

Teorik olarak tek gecelik ilişkilerin kolay olması gerekiyor. Birbirini beğeniyorsun, birlikte olmak istiyorsun, oluyorsun… Anlık da olsa; mutluluksa mutluluk, hazsa haz… Ama her kadın için durum bu kadar basit değil. Erkekler için yaşananlar daha normalken bazı kadınlar için tek gecelik ilişkiler çok daha çetrefilli duygular yaratıyor. Hem istiyor hem de bazı sebeplerden çekiniyorsun… Elbette bunun nedenlerinden biri işin ahlaki boyutu. Uzm. Klinik Psikolog Tuğba Kaplanhan, “Tek gecelik ilişkilere kültürel olarak da hiç hazır değiliz. Üstelik cinsel sağlık açısından da birtakım riskler barındırıyor” diyor. Bir de bunların yanında duygusal boyutu var işin tabii… Kadınlar bu konuyu daha dikkate alan canlılar, burası kesin. Psikolog Tuğba Kaplanhan bu durumu ise şöyle açıklıyor: “Bir diğerini tanımanın, onun sevgisini kabul etmenin ve sevgi sunabilmenin bize yaşattığı duygularla gerçek bir cinsellik oluşur. Sadece SEVİŞMEK yeterli değildir. Çünkü gerçek bir cinsellik, orgazm olmaktan daha fazlası. Özellikle kadınların orgazm döngüsü, erkeklere göre daha zihinsel. Kadınların orgazm olabilmeleri için zihinsel olarak ilişkiye hazır olmaları gerekiyor. Erkekler gibi sadece erekte olmak, orgazm için yeterli değil. Kadınlar gerçek orgazmı, yeterli güveni hissettikleri erkekle sevişirken yaşıyor. Bu nedenle tek gecelik ilişkiler kadınlar için daha zor. Ayrıca evrimsel olarak düşündüğümüzde; içe alan, kabul eden kadındır.”

Mobilsosyete Mobil Sesli Sohbet, Kameralı Chat, Görüntülü Sohbet,



Bir cevap bırakın.